-
1 خربة
خِرْبَة1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. yıkıntıAnlamı: yıkılan şeyin kalıntıları3. harabeAnlamı: eski çağlardan kalmış yapı, kalıntı -
2 نقل
Iنَقَل1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. döküntüAnlamı: dökülmüş, saçılmış şeyler3. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü4. molozAnlamı: yapı döküntüsüIIنَقَلَ1. atmak2. aktarmakAnlamı: bir dilden bir dile nakletmekنَقْل1. transportAnlamı: taşımacılık2. taşımacılıkAnlamı: nakliyecilik3. sevkAnlamı: gönderme4. nakliyeAnlamı: taşıma işi5. nakliyatAnlamı: taşıma işleri6. taşımaAnlamı: taşımak işi7. tercümanlıkAnlamı: çeviricilik8. transferAnlamı: bir yerden başka yere götürme9. tercümeAnlamı: çevirme10. taşımak11. nakilIVنُقْلçerez -
3 أنقاض
أَنْقاض1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü3. molozAnlamı: yapı döküntüsü -
4 حطمة
حِطْمَة1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü3. döküntüAnlamı: dökülmüş, saçılmış şeyler4. molozAnlamı: yapı döküntüsü -
5 ردم
رَدْم1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü3. döküntüAnlamı: dökülmüş, saçılmış şeyler4. molozAnlamı: yapı döküntüsü -
6 رفات
رُفَات1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. döküntüAnlamı: dökülmüş, saçılmış şeyler3. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü4. molozAnlamı: yapı döküntüsü -
7 أثر
Iأَثَّرَ1. koymakAnlamı: etkilemek, dokunmak2. yapmakAnlamı: etkili olmak3. etkilemekAnlamı: tesir etmek, etkiye uğratmak4. duygulandırmakAnlamı: duygulanmasını sağlamak5. etkimekAnlamı: tesir etmek, etkide bulunmakIIأَثَر1. skorAnlamı: sonuç2. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı3. mahsulAnlamı: ürün4. akıbetAnlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç5. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü6. hadisAnlamı: hz. muhammed'in genel kural değerindeki söz ve davranışları7. etkimeAnlamı: etkimek işı, tesir8. serencamAnlamı: bir işin, bir olayın sonu9. neticeAnlamı: sonuçأَثِر1. hodbinAnlamı: bencil, egoizm2. egoistAnlamı: bencil, hodbin3. bencilAnlamı: yalnız kendini düşünen -
8 طلل
طَلَل1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. enkazAnlamı: yıkıntı, döküntü3. döküntüAnlamı: dökülmüş, saçılmış şeyler -
9 مزبلة
مَزْبَلَة1. örenAnlamı: eski yapı veya şehir kalıntısı2. mezbelelikAnlamı: çöplük, mezbele3. mezbeleAnlamı: çöplük, mezbele4. küllükAnlamı: kül ve süprüntü atılan yer, çöplük5. çöplükAnlamı: çöplerin atıldığı yer
См. также в других словарях:
ören — is. Eski yapı veya şehir kalıntısı, harabe, virane … Çağatay Osmanlı Sözlük